İçerikte Neler Var
Gündelik hayatımızda tekerlek kadar bizlere hız katan başka bir icat daha olmayabilir. Günümüzden 5500 yıl öncesinde icat edilen bu eşya, o zamanlardan bugünlere kadar çok gelişme göstermiştir. Zaman zaman at arabalarında ve zaman zaman da farklı sistemlerde kullanılmıştır. Ancak insan hayatına muazzam katkıları olan bu eşya hakkında yeterince bilgiye sahip miyiz?
Bu yazımda sizlere bu yuvarlak aletlerin nasıl doğduğu konusundan bahsedeceğim. Tekerleğin icadı ve bu icadın önemini anlatacağım. Ayrıca bu icadın tekerlekli ayakkabı gibi bir takım çeşitli kullanım alanlarına nasıl dönüştüğüne de değineceğim. Ancak esas sorumuz tekerleğin neden bu kadar geç icat edildiği olacak. Hazırsanız gelin birlikte tarihi bir serüvene çıkalım.
Tahta Tekerlek Bile Yok!
Hikayemiz bundan 5500 yıl öncesine gitmektedir. Bulunduğumuz yer Uruk, yani ilk Sümer kentlerinden biri. Hatta dünyanın ilk kentlerinden biri. Bu kent, dünyanın o güne kadar gördüğü en büyük ve en zengin yerleşim yeridir. On binlere ulaşan nüfusu, büyük binaları, çarşıları ve surlarıyla farklı bir kent olarak öne çıkmaktadır. Ancak bu kentte önemli bir eksiklik vardır.
Yukarıda bahsedilenler, kentin kalıntılarından öğrendiğimiz bulgular. Ancak burada modern kentlerin vazgeçilmez unsurlarından biri bulunmaktadır. Bu eksik unsur tekerlek olarak öne çıkmaktadır. Evet ne yazık ki bu eski Sümer kentinde tekerlekler yoktur. Kanıt olarak kil tabletlerine kazınmış, dört tekerlekli yük arabalarını andıran birkaç şekil bulunmaktadır.
Ancak Uruk kentinde tekerleğin alternatifi olacak birkaç şey bulunmaktadır. Bunlardan biri de yükleri yerde sürükleyerek çekmek üzerine tasarlanmış araçlardır. Bu, kızağa benzer araçları gösteren birçok piktogram bulunmaktadır. Ancak bu düşünceler bile günümüzde olan tekerlekli sandalyeler düşünüldüğünde bile çok ilkeldir.
Tekerlek İçin Gerekli Her Şey Var!
Sümerler’de tekerleğin çok nadir bulunması ya da neredeyse hiç bulunmaması çok tuhaftır. Bu tuhaflık uzun bir süre boyunca bilim adamları arasında kafa karışıklığına neden olmuştur. Çünkü o dönemde bu aletin uygulamaya geçilmesi oldukça kolaydı. Ayrıca bu aletin sonuçları bariz bir şekilde yararlıdır. Bunlara ek olarak uygarlık, bunları yapma olgunluğuna erişmiştir. Ancak ne yazık ki tekerlek teknolojileri o kadar da gelişmiş değildir.
Dolayısıyla tekerlekli masa gibi ileri düzey teknolojilerin henüz hayalleri bile mevcut değildir. Ancak bunlara rağmen o dönemde çömlekçi çarkları çok uzun süredir kullanılmaktaydı. Ayrıca kentin kızak sürükleyecek kadar düz olan sokakları da tekerleğin kullanımı için gayet uygun görünmektedir. Yine bu dönem içerisinde 4 tekerlekli yük arabalarını çeken hayvanlar da evcilleştirilmiştir.
Bütün bunlardan hareketle belki de bizim yanlış bir yolda olduğumuz söylenebilir. Yani bu döneme ait kanıtları halen bulamamış olabiliriz. Çünkü ilk taşıtların ahşaptan yapılmış olma ihtimalleri çok yüksektir. Bu durumda bunların arkeolojik olarak korunmasını zorlaştırmaktadır. Öte yandan Sümerler’de yer alan tekerlekli taşıt tasvirleri bundan 1000 yıl sonrasına tarihlenmektedir.
Dünya’da ilk Olarak Nerelerde Bulundu?
Burada ilginç bir detay var. Çünkü Sümerler’de soylu takım, tekerleğin icadı için ter dökmektedir. Ancak dünyanın geri kalanı çoktan seyahat planları yapmaya başlamıştır. Arkeologlar, Almanya’nın Flintbek Bölgesi’ndeki 5500 yıllık bir mezarda tekerlek izine rastlamışlardır. Bu izler bir yük arabasına ait gibi görünmektedir. Ayrıca aynı kültür, yük arabalarına çok benzeyen motiflerle bezeli çömlekler üretmiştir.
Günümüzde bilinen tekerleğe ait en eski kalıntılar Avrupa’da bulunmuştur. 2002 yılında Slovenya’da bir bataklıkta 5150 yıllık bir tekerlek bulunmuştur. Bu bulgular içerisinde bir dingil de bulunmaktadır. Bulunan bu kalıntılar ahşaptandır. Ancak bilim insanları bu bulguların bataklık sayesinde bozulmadan korunduğunu düşünmektedirler.
Bu bulgular önemlidir. Ancak bulunan bu tekerlek için bile bazı soru işaretleri bulunmaktadır. Çünkü ne için kullanıldığı bilinmemektedir. Ancak bilim insanları, bulunan bu bulguların bir el arabasına işaret ettiğini düşünmektedirler. Ayrıca Ukrayna bozkırlarında 5000 yıllık mezarlarda çeşitli tekerlekler ve yük arabaları bulunmuştur.
Tekerlek ve Dil Arasında Nasıl Bir İlişki Var?
Avrupa’da bulunan antik yük arabaları için tekerlek nasıl üretildi bilinmiyor. Ancak bu duruma ışık tutacak başka kanıtlarda olabilir. Bilim insanları bu eski kalıntılar için tıpkı DNA teknolojine benzer bir uygulama kullanıyorlar. Bu kullandıkları uygulama ise dildir. Evet yanlış duymadınız. Diller, insanların hayatında çeşitli bağlantılara ışık tutabilirler.
Dilin bu özelliği sayesinde dil bilimciler birtakım araştırmalar yapmışlardır. Yapılan bu araştırmalarda farklı kültürlerde tekerlek kelimesiyle ilişkisi 5 farklı kullanım bulunmuştur. Bunlardan ikisi kelimeyi tam olarak karşılamaktadır. Bir tanesi dingil, diğeri ise sırık anlamına gelmektedir. Sonuncusu ise araçla taşıma anlamına gelen bir fiildir.
Dilin bu kullanım alanı çok uzun bir geçmişe dayanmaktadır. Özellikle modern Avrupa dillerinin birçoğu artık konuşulmayan Proto-Hint-Avrupa dilinden gelmektedir. Bu dilde büyük olasılıkla Batı Asya’da bir yerlerde ortaya çıkmıştır. Daha sonra göç edenlerle Avrupa’ya gelmiştir. Görüldüğü gibi dil içerisinde bahsedilen tekerlek insanların yaşamında önemli bir rol oynamış olmalıdır.
Savaşlarda Yaylı Tekerlek Kullanımı?
Daha önce sizlere Ukrayna topraklarında bulunan yük arabası mezarlarından söz etmiştim. Bu mezarları yapan topluluklara Yamnaya denmektedir. Yamnaya’lar ayrıca sığır çobanlığı da yapmaktadır. Çünkü 5500 yıl öncesine kadar anavatanlarında bulunan nehir yataklarından ayrılmamışlardır. Avrupa’ya gelmeleri ise yük arabası teknolojisini öğrendiklerinin bir göstergesidir.
Böylelikle tekerlek hızla yayılmaya başlamıştır. Yaklaşık 4500 yıl önce iki tekerleği olan hafif ve hız savaş arabaları ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu arabalarda kimi tekerleklerin yaylı oldukları ileri sürülse de buna kanıt bulunamamıştır. Ayrıca bu araçlar çok geçmeden savaşlarda kullanılmaya başlanmıştır.
Bunlara ek olarak tekerlek kullanımı aynı zamanda birçok araca da ilham kaynağı olmuştur. Bu araçlar içerisinde su çarkı, dişli çark ve çıkrık da bulunmaktadır. Buradan hareketle de bu yuvarlak aletler sayesinde uygarlık teknolojik bir yola koyulmuştur. O dönemde de bu icat bugün olduğu gibi itici bir güç sağlamıştır.
Neden Hayvanların Tekerlek İhtiyacı Yok?
Evrim hareket sorununa bin bir türlü zekice çözüm üretmiştir. Kuşlar uçar, kalamarlar suyu hızlı püskürterek ilerlerler ve gekolar duvarlara tırmanır. Ayrıca pireler de yaylı bacakları üzerinde sıçrarlar. Ama bugüne kadar hiçbir hayvanda tekerlek gelişmemiştir. Peki bunun nedeni nedir? Bunun nedeni evrimin kademe kademe işlemesi ve bir öngörüye sahip olmamasıdır.
Evrim sürecinde yalnızca burada ve bu anda yararlı olan tasarımlar ortaya çıkar. Dolayısıyla kendi başına kullanışlı olacak bir organa adım adım ilerleme söz konusu olamaz. Buradan hareketle de hayvanlarda böyle bir olguya ihtiyaç olmamaktadır.
Görüldüğü gibi tekerlek insan hayatında önemli bir yere sahiptir. Gündelik işlerimizin birçoğunda; uçaklarda, arabalarda, evlerimizde ve ofislerimizde bu mekanizmaya ihtiyaç duymaktayız. Dolayısıyla hayatımızı kolaylaştıran bu icadı yenilemeli ve insanlık olarak alternatifler üretmeliyiz. Bu durum bizi, teknolojik ve sosyal anlamda ileri taşımaya da yarar sağlayacaktır.
İlginizi Çekebilir: Mıknatıs, Elektronik Eşyalara Yaklaştırıldığında Zarar Veren Madde Nedir?